CHP Sözcüsü Faik Öztrak’ın seçim beyannamesi ve 19 Mayıs mesajı
CHP Sözcüsü Faik Öztrak, “Sandığın bir tarafında FETÖ’ye ortak olanlar, bölücü terör örgütüyle seçim kazanmak için kol kola girenler, SADAT’a, domuz bağcılara, Gaffar’ı şehit eden terör örgütlerine yaslananlar var. Okkan.Pusulanın diğer tarafında Cumhuriyet’in çiftçiye, emekçiye ve millete verdiği bedeli verenler,hakka,hukuka,adalete sahip çıkanlar,ayetin körlüğünden kaçınanlar,bizim bir benliğimiz yok diyorlar. Hepimiz aynı denizde damlayız’, ezenin değil mazlumun, çalanın değil çalışanın yanındayız. ezenin değil mazlumun tarafını birleştirir, kucaklar, aziz milletimizi önce rahata, sonra refaha kavuşturur.” Öztrak da, “Bu seçimde ‘korkmadım’, ‘küsmek’, ‘küsmek’ olmadı. Önce seçimi kazanacağız.
CHP Sözcüsü Faik Öztrak bugün CHP Genel Merkezi’nde basın toplantısı düzenledi. Günledi’yi değerlendiren Öztrak, şunları söyledi:
“19 MAYIS MİLLETİMİZİN BÜYÜK CUMHURBAŞKANI GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’ÜN ‘Bugün benim doğum günüm’ DEMİŞTİĞİ GÜNDÜR”
“Dün 19 Mayıs 1919’un 104. yılını kutladık. 19 Mayıs, milletimizin ulu önderi Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘Bugün benim doğum günüm’ dediği gündür. Mustafa Kemal Atatürk’ün en haklı, en şanlı ve onurlu muhalefetine başladığı gündür. 19 Mayıs işgal altındaki güzel ülkemizin kurtuluşunu saraylarda değil, milletimizin temiz sinelerinde arayanların, Bu nedenle Cumhuriyetimiz ve Cumhuriyet Halk Partisi’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk, ‘Türk bağımsızlığını ve Türkiye Cumhuriyeti’ni ilelebet muhafaza ve müdafaa’ için görevlendirdiği gençlerimize bugünü bayram olarak armağan ederek, ‘ İhtiyacınız olan güç, damarlarınızdaki asil kandadır’.
“3 MİLYONA YAKIN GENÇ OKUMUYOR VE BİR İŞTE ÇALIŞMIYOR. ‘EVİNİZDEKİ KENDİNİZ’ OLUN”
Ulu Önder, gençlerine umut veremeyen bir ülkenin yarınlarına asla umutla bakamayacağını gördü ama 19 Mayıs’ın 104. yılında gençlerimiz işsizliğin pençesinde günden güne umudunu kaybediyor. beceriksiz bir yönetim. TÜİK’in makyaj verilerine göre; Taşı sıksa suyunu çıkaracak olan 3 milyona yakın gencimiz ne okuyor ne de çalışıyor. Annesinin babasının eline bakan bir ‘ev genci’ olmuştur. Üyesi olduğumuz Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı içerisinde genç hanehalkı oranının en yüksek olduğu ülkeyiz. Bu ülkede analar, babalar yemek yemedi, ‘yeter ki çocuğum okuyup ekmek tutsun’ diye çocuklarına yedirdiler. O giymedi, oğlunu giydirdi ama artık üniversite mezunu olanlar bile bu ülkede işsiz. Her 100 işsizden 29’u üniversite mezunu. İşsiz üniversite öğrencisi sayısı 1 milyonun üzerinde. TÜİK verilerine göre 2022 yılında 18-24 yaş arası gençlerin yaklaşık beşte biri mutsuz. Ancak sadece dört yıl önce, 2018’de gençlerin onda biri kendini mutsuz görüyordu. Ucube saray rejiminin fiilen hayata geçmesinden sonra 4 yılda mutsuz gençlerimizin oranında hızlı bir artış oldu. Ucube saray rejimi gençlerimizin neşesini, kahkahasını, neşesini çalmıştır. Bugün ülkemizde eğitimini yarıda bırakan her 100 gençten 48’i ekonomik sorunlar nedeniyle okulu bıraktığını söylüyor. Bu canavarca yönetim insan sermayemizi tüketiyor. Çalışabilecek durumda olan gençlerimiz ücretlerinden ve maaşlarından memnun değiller. 2017’de çalışan her 100 gençten 31’i kazancından memnun değilken, 2022’de çalışan her 100 gençten 34’ü kazancından memnun değil.
“2019-2021 DÖNEMİNDE 20-34 YAŞ ARASINDA 417 BİN 624 GENÇ BAŞKA ÜLKELERE GİDİYOR”
Erdoğan, benim kendi hükümetim, ülkeyi çok kötü yönetti. Paramızı çaldı. Milletimizi can pahasına ezdi. Bu şartlar altında gençlerimiz nasıl evlenir, yeni bir hayata nasıl başlanır diye kara kara düşünüyor. Karı koca olarak çalışan genç bir çiftin ev ya da araba satın alması artık hayal değil. Evlenmek, ev, araba almakla geçti gençlerimiz, güzel bir kadından telefon almanın hayalini bile kurmak zorlaştı. İş başındaki iktidar milleti unutmuş, gençliğin halini görmüyor. Seslerini duymuyor. Bugün umudunu yitiren gençlerimiz, geleceklerini kurmak için başka ülkelere gidiyor. Sadece 2019-2021 döneminde 20-34 yaş ortası 417 bin 624 genç başka ülkelere gitti. Bu gençler vatanlarını sevmedikleri için ülkelerini terk etmiyorlar. Madem ki marifetli ve kibirli Erdoğan bu güzel ülkeyi yönetemedi, paramızı pul pul döktü, ‘liyakat değil vefa’ dedi, kendisi gibi olmayanları mülakatlarla işsiz bıraktı, çünkü saray onlara sürekli parmak sallıyor, alanı daraltıyor. internette bant, sürekli edep ve insanlık dersleri veriyordu. Kalktığı için, kendisi olmayanlara zulmettiği için gidiyor. Nasıl olsa devletin başı kuru, kendinin ve şirketinin çocukları rahat, milletin çocukları, nice okumuş, yetişmiş elmas genç geleceğini kurmak için yurt dışına gidiyor, anne babaları arkalarından gözyaşı döküyor, diyor. , “Çocuğumu bir daha görebilecek miyim” derken saraydan gidenler geride kaldı. ve ‘giderlerse bırakın gitsinler’ diye onları kovalamaya çalışır.
“SURİYELİLER DİYENLER EN KISA SÜREDE EVLERİNE GİDİN.”
Bizim çocuklarımızın yerine Orta Doğu’dan doğru dürüst eğitim almamış göçmenleri alıp ülkeye salıyor. Sadece 2021’de Irak, İran, Özbekistan, Suriye ve Afganistan’dan kayıtlı giriş sayısı 252 bin 432… Delikli sınırlardan kollarını sallayarak geçenler bu hesaba dahil edilmiyor. Bugün bu ülkedeki mülteciler sadece ekonomik istikrarı değil, sosyal istikrarı da bozuyor. Ülkemizin sosyal, kültürel ve ekonomik altyapısı giderek çölleşiyor. Demografimiz tehdit altında. Bir hafta sonra, çocuklarımızı kovan, ülkeyi mültecilerle dolduran, ülkemizi uçurumun kenarına getiren bu zihniyeti sandıkta oylayacağız. Seçim hiç de karmaşık olmayacak. ‘Bu ülkenin çocukları gitsin, birçok yerde ülkemize mülteciler gelmeye devam ediyor’ diyenler pusulanın saray tarafına basmış olacak. ‘Bu ülkenin namusu olan sınırlar hak ettiği şekilde korunsun, geçici koruma altındaki Suriyeliler bir an önce evlerine dönsün’ diyenler pusulanın iyi tarafına mührünü basacak, Kemal Kılıçdaroğlu’nun olduğu tarafta.
“EKONOMİ O KADAR BÜYÜDÜ Kİ 70 MODEL TOROSA DÖNÜŞTÜLER”
Saray, milletin parasını lobilere teklif ederek faizin ne kadar olacağını sordu. Söyledikleri her şey saçmalık çıktı. Millete söyleyecek bir şeyleri kalmadı. Paramız gitti. Dış ticaret açığı, döviz açığı rekor üstüne rekor kırdı. İnsanlar bankalardan istediği kadar döviz alamıyordu. İnsanlar döviz hesabındaki parayı çekmek için bile kuyruğa isimlerini yazmak zorunda kalıyor. Merkez Bankası’nın tekerlekli demir arabaları Kapalıçarşı’da dolar avına çıktı. Ekonomiyle o kadar oynadılar ki onu 70 model bir Boğa’ya çevirdiler. Her yerden farklı geliyor. Döviz büfesindeki Türk lirasının değeri başka, Merkez Bankası’ndaki değeri başka, bankaya gidersiniz…
” ÇOCUKLARA AÇ OLARAK YATAKLARINI SÖYLEYEMEYEN ERDOĞAN, KENDİ KANALLARINDAN ATATÜRK PARTİSİNE 24 SAAT TERÖR KARA SÜRMEYE ÇALIŞIYOR“
Sadece döviz kurları değil. Ankara’da aynı mahallede; Berbere gidiyorsun, traş 100 lira, başka berbere gidiyorsun, traş 200 lira. Bir kilo pirinç, bir kalıp peynir, bir markette başka fiyat, başkasında başka fiyat, internette farklı fiyat. İnsanlar ne yapacaklarını ve nereye gideceklerini şaşırdılar. Bunlar beceriksizlik çıtasını her seferinde bir seviye yükseltiyor. Piyasaya salacak ve ortalığı bir süre sakinleştirecek para birimleri bitince akıllara durgunluk veren projeler üretiyorlar. Seçimden hemen sonra dövize gitmesin diye kredileri kısmaya çalıştılar. Bankacılık sistemine müdahale ederek kredi kartlarından nakit çekilmesini ve kuyumcu harcamalarını engellediler ama ekonomi artık düzelmediği için insanlar bankalardan kredi alamıyor, kredi kartlarından nakit çekemiyorlardı. AK Parti’nin tanıdık yaygaracıları, komplo momplo’su hakkında sızlanmaya başladı. Birkaç gün sonra Merkez Bankası geri adım atmak zorunda kaldı. Kimse sana saldırmıyor. Kendi ayağına vurdun. Bu yönetim devam ederse milletimizin bankalardan parasını almak, parasını çekmek için sıra beklemek zorunda kalacağını hepimize gösterdiniz. Bu güzel ülke neden bu hale geldi? Beceriksiz, beceriksiz, metalden bıkmış, habersiz ekipler ve sarayın kibirleri ve milleti kasten ateşe veren tek adam hırsı yüzünden. Pahalılığın enkazı altında kalan milletimize; Yüzde 45’lik enflasyonu, 20 liraya dayalı doları, ağırlığı 350 lirayı geçen kıymayı, yatağa aç giren çocukları izah edemeyen Erdoğan, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün partisine 24 saat terör estirmeye çalışıyor. kendi kanallarında
“71 YAŞINDAKİ PARTİ ÇALIŞICISI NACİYE HANIM’E SALDIRAN BU SÖZLEMDE MİLLİYETÇİLER CHP TEZGAHINA TÜRK BAYRAĞI ATIŞTIRDI”
Elindeki yaygara makinaları millete sabah akşam bu zırvalıkları anlatıyor. Sahte filmler yapıyor, hile yapıyor. Ancak millete böyle bitmek tükenmek bilmeyen böbürlenmeleri anlatmanın, toplumu böylesine kabaca germenin bir bedeli vardır. Sonunda Cumhurbaşkanlığı seçimi için Kütahya’da pazar yerinde çalışan partililerimiz orada kışkırtılanlar tarafından darp edildi. Burada hepsine veda ediyoruz. 71 yaşındaki parti çalışanımız Naciye Hanım’a saldıran bu konuşmada milliyetçiler CHP kürsüsüne Türk bayrağını dalgalandırdı. Parti üyelerimiz Şerife Bacılar, Halide Onbaşılar, Halime Astsubaylar, Gördesli Makbule’dir. İp boşananlara pabuç bırakmıyor ama 28 Mayıs’ta zamanı geldiğinde bu millete getirdiğiniz ikiyüzlülüğün hesabını veremezsiniz.
“MEVCUT HÜKÜMET BAŞKANI VATANDAŞTAN VİZE ALAMAZ VE PARTİSİ GEÇEN SEÇİME GÖRE 30 MEP KAYBETTİ”
Türkiye’nin önündeki bu en değerli seçimin ikincisine sayılı günler kaldı. Milletimiz birinci sınıf adayların hiçbirine vize vermedi. mevcut hükümetin başı; Vatandaştan vize alamadı ve partisi bir önceki seçime göre 30 milletvekili kaybetti. Büyük değişiklikler her zaman bir anda olmaz. Büyük zaferler kolay kazanılmaz. Vatandaşımız bu iş ikinci cinste biter dedi. Başımızın üstünde. Şimdi ikinci çeşit için yepyeni bir sayfa açıyoruz. Sahada iki aday kaldı. Sandığa atacağınız sandığın bir tarafında bu güzel ülkenin gençlerini yere seren, vatanından eden, anne babasına acı çektiren, onlar mutlu mesut el sallarken el sallayanlar var. saraylarında çocukları ile manda yoğurdu ve bir de üstüne onları kovanlar var. Dünyanın en bereketli topraklarında bu en ahlaklı ve çalışkan insanları çalışsalar da çalışmasalar da açlığa mahkûm edenler, ‘Allah onları affetsin’ deyip insanların hakkını yiyenler, Harun olup Karun olacağım diyenler var. , bunlar konuşulmasın diye tiranlığa başvuran, onları birbirine düşürmeye çalışanlar.
“GAFFAR OKKAN’ı şehit eden terör örgütlerine sırtını yaslayanlar var”
FETÖ’ye ortak olanlar, seçim kazanmak için bölücü terör örgütüyle kol kola girenler, SADAT’a, domuz bağcılara, Gaffar Okkan’ı şehit eden terör örgütlerine yaslananlar var. Trump ‘aptal olma’ diyen bir mektup yazdığında, konuşamayan ve o mektubu suratlarına tokatlayamayan korkaklar var. Trump şimdi o mektubu restoranının duvarına astı ve siz bu ülkeyi utandırdınız, yazıklar olsun. Pusulanın diğer tarafında Cumhuriyetin çiftçiye, emekçiye ve millete verdiği değeri veren, hakka, hukuka ve adalete sahip çıkan, körden kaçan, ‘biz yapmayız’ diyor. Ne benliğim var, ne benliğim, hepimiz aynı denizde bir damlayız’, zalimin değil mazlumun yanında olan, çalan. Ezenden değil mazlumdan yana olan, birlik olup kucaklaşan Kemal Kılıçdaroğlu, tecrübeli ve dinamik ekipleriyle aziz milletimizi önce rahata sonra refaha kavuşturacaktır. Seçime sadece bir hafta kaldı.
“BU ÜLKENİN EN AKILLI GENÇLERİ BAŞKA ÜLKELERE GİTMEZ DİYORSAN KARAR VER”
Tıpkı bir asır önce olduğu gibi geleceğini de kendi azmi ve kararlılığıyla kurtaracaktır. Milli mücadelede olduğu gibi bugün de milletimize ‘kalkın, uyanın yoksa hicran olur’ diyoruz. Bu seçimde ‘korkmak’ yok, ‘küsmek’ yok, ‘küskün’ yok. Önce seçime gideceğiz. Kırgınlıkları, kırgınlıkları ve varsa diğer her şeyi sonra konuşuruz. O halde şimdi ‘Türkiye için Karar Verin!’ ‘Onca emekle yetiştirdiğim oğlum yemek yemedi, yemedi, giyinmedi, bu ülkenin en parlak gençleri başka ülkelere gitmesin’ diyorsanız, karar verin. ‘Pahalılığın altında ezilmek kader değil’ diyorsanız, yarın döviz kuyruklarında beklemek istemiyorsanız, karar verin. ‘Türkiye yine dünyanın parlayan yıldızı olacak’ diyorsan kararını ver. Siz karar verin, 28 Mayıs’ta Kemal Kılıçdaroğlu Türkiye’nin 13. Cumhurbaşkanı olsun. Yorgun, beceriksiz takımlar gitsin, yeni bir heyecan gelsin, güzel ülkemiz yeniden ayağa kalksın.”
mutkihaber.xyz