İstanbul’da Özel Öğrenci Yurdunda Çocuğa Cinsel İstismarda Bulunan İmam 28 Yıl Hapis Cezası Aldı
İstanbul Anadolu 22. Ağır Ceza Mahkemesi, Süleymancılara ait özel erkek öğrenci yurdunda 11 yaşındaki çocuğa cinsel istismarda bulunan sanık imam İbrahim Sığın’a 28 yıl hapis cezası verdi. ANKA Haber Ajansı’na konuşan Önce Kadınlar ve Çocuklar Derneği’nden avukat Arzu Sena Topuz, “Sanığın 28 yıl hapis cezası almış olması bizler için bir kazanımdır. Yaşadığı şeyleri ailesine anlatıp olayın ihbar edilmesini sağlamış 11 yaşında cesur bir çocuğun kazanımıdır. Bu kazanım bahsettiğimiz bütün baskılara rağmen, onca yalnızlaştırmaya rağmen, cesaretini toplayıp bu hukuki süreci sonuna kadar yürütmüş olan bir annenin, bir babanın kazanımıdır. Çocuklarımızı karanlığa teslim etmeyeceğiz” dedi.
İstanbul’un Ümraniye ilçesinde bulunan Süleymancılara ait Özel Osmangazi Arifiye Ortaokul Erkek Öğrenci Yurdu’nda 11 yaşında bir çocuk yurtta imamlık yapan İbrahim Sığın tarafından cinsel istismara uğramıştı. Çocuğun yaşanılanları ailesine anlatması üzerine aile şikayette bulunmuş, İbrahim Sığın tutuklanmıştı.
Mahkeme, ”takdiri indirim” uygulamadı
İstanbul Anadolu 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın duruşmasında, sanık imam İbrahim Sığın’a, “çocuğun nitelikli cinsel istismarı” suçunu işlediğini sabit bulurak, 28 yıl hapis cezası verildi.
Duruşmanın ardından Önce Kadınlar ve Çocuklar Derneği’nin adına avukat Arzu Sena Topuz, ANKA Haber Ajansı’na değerlendirmelerde bulundu. Avukat Topuz, “11 yaşındaki müvekkilimiz geçen yıl tarikat yurdunda nitelikli ve zincirleme şeklinde cinsel istismara uğramıştı. Dördüncü celse itibariyle dosyamız karara bağlandı. Yapılan yargılama neticesinde ‘çocuğun nitelikli ve zincirleme şekilde cinsel istismarı’ suçu sebebiyle sanığın 28 yıl hapis cezası almasına karar verildi. Ceza verilirken kanunda yazan ve cezanın artırılmasına sebep olacak nitelikli haller gözetilerek cezası artırıldı. Sanık cezalandırılırken takdiri indirim uygulanmadı” dedi.
“Yurtta hiçbir şekilde ne görevli, ne kamera denetimi yok”
“Bu yargılamanın her safhası aslında çocuklarımızın maruz bırakıldığı karanlığı gözler önüne seren bir yargılamaydı” diyen avukat Topuz, şöyle devam etti:
“Dosyanın sanığı yıllardır olayın olduğu yurtta gece gündüz kalan bir yurt görevlisi. Bu sanık yurda alınırken bir denetime tabi tutulmadığı gibi yurttaki eylemleri de yıllardır asla gözlemlenmiş. Nitekim zaten bu görevliyi kim denetime tabi tutacaktı orası da belli değil. Yurttaki diğer görevliler ve yurt müdürü bir önceki celse duruşmada dinlendi. Hiçbiri eğitimci olmak konusunda herhangi bir eğitim almış, eğitimci olma sıfatını haiz insanlar değil. Yurtta hiçbir şekilde ne görevli, ne kamera denetimi yok. Biz bu nedenle başından beri meselenin tek bir sanığın eyleminden ibaret olmadığını söyledik.
“Çocuklarımızı karanlığa teslim etmeyeceğiz”
Ama bugün umutluyuz. Çünkü bütün bunlara rağmen sanığın 28 yıl hapis cezası almış olması bizler için bir kazanımdır. Müvekkilimiz olan aile bir önceki celse gelip anlattılar. İstismarın ortaya çıkmasıyla birlikte tarikat, aile üzerinde ‘bizim adımızı bu meseleye karıştırmayın’ diyerek baskı kurmuş. Aile defalarca kez ikaz edilmiş bu dosyanın kapatılması için. Dolayısıyla evet, bu karar bir kazanımdır. Yaşadığı şeyleri ailesine anlatıp olayın ihbar edilmesini sağlamış 11 yaşında cesur bir çocuğun kazanımıdır. Bu kazanım bahsettiğimiz bütün baskılara rağmen, onca yalnızlaştırmaya rağmen, cesaretini toplayıp bu hukuki süreci sonuna kadar yürütmüş olan bir annenin, bir babanın kazanımıdır. Bu kazanım davanın başından beri adliyeye gelip mücadelemize omuz veren dostlarımızla birlikte bizim kazanımımızdır. Çocuklarımızı karanlığa teslim etmeyeceğiz.”